Kahramanmaraş Kamu Hastaneler Birliği Genel Sekreteri Opr. Dr. Semih Yancar, sağlıkta dönüşüm programıyla bir vizyon sağlandığını ifade ederek, fark ücreti alınmadan herkesin her hastaneye başvurabileceğini ve her tedavinin ücretsizce yapıldığını söyledi.
Her hafta Cuma günleri saat 17.00’de siyaset, politika, spor, STK ve kanaat önderlerini dinleyicileriyle buluşturan Fresh Gündem’in bu haftaki konuğu Kahramanmaraş Kamu Hastaneler Birliği Genel Sekreteri Opr. Dr. Semih Yancar oldu. Radyo Fresh Genel Müdürü Serdar Salma moderatörlüğünde gerçekleşen canlı yayında Yancar, Kamu Hastaneler Birliği hakkında merak edilenleri, 2017 vizyonu ve yatırımları anlattı. Kahramanmaraş Kamu Hastaneler Birliği’nin 2012 yılında 660 sayılı kanun hükmünde kararname kararında kurulan bir birim olduğunu söyleyen Yancar, “Sağlık Bakanlığı kendi içerisinde 3’lü yapı kurdu. Birinci basamağı Halk Sağlığı Müdürlüğü, ikinci basamağı Kamu Hastaneler Birliği Genel Sekreterliği ve İl Sağlık Müdürlüğü de 112 ağırlıklı olmakla birlikte il koordinasyonunu sağlayan bir birim olarak 3’lü yapıya bölündü. Kamu Hastaneler birliği olarak 10’a yakın tesisimiz var. Ağız Diş Sağlığı, ADSM’ler bize bağlı. Merkezdeki hastanelerimiz ve ilçe hastanelerimizde dahil sadece Nurhak ve Ekinözü’nde ki tesislerimiz entegre tesisler olduğu için Halk Sağlığına bağlı. Onun dışında tüm hastane statüsü olan her yer Kahramanmaraş Kamu Hastanelerine bağlıdır'' dedi.
''KAMU HASTANELER BİRLİĞİ OLARAK HASTANE KISMINI İDARE EDİYORUZ’
Kurumun görevi öncelikle hasta statüsünde olan hastaların hastaneye başvuru yaptığında iyilik halinin sağlandığını dile getiren Yancar, bu iyilik halinin ruh hali veya hastaların tedavisi olduğunu kaydetti. Hastanelere başvuran tüm hastaların, tüm tıbbi müdahalelerin yapıldığının altını çizen Yancar, şunları kaydetti: “Aynı zamanda kamu hastaneler olarak 10 tesisin tüm alımları, tüm bütçe kalemleri tamamı yine Kamu Hastanelerimiz tarafından gerçekleştirilebilmektedir. Kendi birliğimiz içerisinde 3 başlı kanunlarımız var. Tıbbi idari ve mali başkanlıklar var. Tıbbi kısımlarla ilgili tıbbi başkanımız, personel dağılımları idari hizmetler de ve mali hizmetler başkanımızda ilin tüm satın almasıyla ile ilgili koordinasyonu sağlamakta. Buna gerek olmasının sebebi birinci basamak yani sağlık ocakları, TSM’ler ve birçok birimler var. Koca koca hastaneler, 112 birde aynı İl Sağlık Müdürü’nün temsil pozisyonu da var. Bunun için birçok ihtiyaç vardı. Bakanlık dedi ki bu yapıyı üçe bölüp güçlü üç yapı oluşturalım ki vatandaşa yansıyan hizmet, kalite de artış sağlayabilsin ve daha detaylı hizmetlere girebilelim. Kamu hastaneler olarak da biz hastane kısmını idare ediyoruz. Örnek veriyorum, mali birleşme ne gibi bir fayda sağladı? Düşünebilirsiniz ki Çağlayancerit devlet hastanemiz bizim en küçük hastanelerimizden bir tanesi. Oraya eldiven alıyoruz, bin yataklı Necip Fazıl Şehir hastanemize de eldiven alıyoruz. Ama düşünün ki Çağlayancerit’e 100 tane alıyorsak, Necip Fazıl Şehir Hastanemize de bin tane alıyoruz. Aynı ilde bile aynı eldiven için farklı fiyatlar veriliyordu. Ama biz şimdi 2 bin eldiven ihalesine çıktığımızda bu sefer alım gücümüz daha güçlü olduğu için tek elden yönetebilmiş oluyoruz. Bunu laboratuvar yönünde de söyleyebiliriz. Yine bir örnek daha vereyim, Çağlayancerit Devlet Hastanemiz ’de diyaliz hizmeti veremiyorduk. Ama bizim orada ciddi bir diyaliz ihtiyacı olan hasta sayımız var. Bu hizmetin verilebilmesi için buradan da destekle oraya diyaliz hizmeti gitti. Küçük bir ilçede hasta ev konforunda diyaliz hizmeti alabiliyor. Ya da laboratuvar hizmetini düşünün ilimizde her hastanemizde gelişmiş laboratuvar cihazları var ama küçük ilçelerde firmalar bunu kurmaktan itina ediyor. Çünkü maliyeti kendini karşılamıyor. Ama bunu total olarak çıktığınızda merkezin hatırına ilçelerde de çok ciddi cihazlar kurulabildi. Her nokta da hizmetler vatandaşa yansıyabildi.''
''SAĞLIK MEMNUNİYETİ BELİRLİ NOKTAYA KADAR GELDİ’
Hükümet iktidara geldikten sonra 2002 yılı itibariyle sağlıkta dönüşüm programıyla bir vizyon sağlandığını ifade eden Yancar, fark ücreti almayan herkesin her hastaneye başvurabileceğini ve her tedavinin ücretsizce yapılabileceği bir sağlık politikası konduğunu söyledi. Yancar, “Öncelikle dendi ki vatandaşın beklentisi ne? Çok ciddi kuyrukların olduğu, hekim ihtiyaçların olduğu, fiziki mekanların çok kötü olduğu bir dönem devir alındı. 14 yıllık periyotta ilk fazda dendi ki fiziki mekanların düzenlenmesi, hastaneler ve sağlık ocakların yapılması öncelikle binaların yapılması gerekiyordu. Bu 14 yıllık sürenin içerisinde de hekim yetiştirilmesi, kadroların açılması gerekiyordu. Bir hekimin yetişmesi bir süreçti, üniversiteyi bile kazansa bile iyi bir hekim 10 yılda yetişiyor. Çok uzun soluklu bir iş bu. Bakanlık bu zamana kadarda bina, çeşitli yatırımlar, cihaz alımları yaparak, vatandaşların ulaşa bilirliğini arttırarak, en uç noktaya bile hizmet götürerek 14 yılını önüne aldı. Sağlık beklentileri yüzde 36’lardan yüzde 75, 76’lara kadar sağlık memnuniyeti bir noktaya geldi. Bu birinci fazda temel ihtiyaçlar vardı. Artık ikinci fazda beklentiler değişti. Vatandaş bırakın sırayı beklemeyi hekime ulaşıp reçetesini yazdırması onun için memnuniyet göstergesiydi. Ama artık gelinen noktada vatandaşın önüne gelen yemeğin sıcak olmaması memnuniyetsizliğini artıran bir şey. Ya da doktora iyi de ulaşsa düzgün de tedavi olsa güvenliğin güler yüz göstermemesi bir memnuniyetsizlik göstergesidir. Bizim kendi birimimizde consenterimiz var. Bizden hizmet alan, ayakta, yatarak, ameliyat olmuş ya da acilimizden hizmet alan hastalarımız random şekilde bağımsız, verdikleri telefondan arıyoruz. 20’ye yakın sorumuz var diyoruz ki; Hastaneden memnun musunuz? Hem anket, hem yapacağımız yatırımları ya da efor sarf edeceğimiz, hastayı memnun edeceğimiz şeylerde yol göstericidir. Sadece merkezlerde değil ilçelerde de soruyoruz. Buna yönelikte yatırımlar gerçekleştiriyoruz'' şeklinde konuştu.
''EN BÜYÜK SIKINTI YOĞUN BAKIM İHTİYACIYDI’
Kahramanmaraş’ta en büyük sıkıntının yoğum bakım ihtiyacı olduğunun altını çizen Yancar, önceden birçok cenazenin şehir dışından geldiğini vurguladı. Her insanın nitelikli tedavide il dışına çıkmak zorunda olduğunu ifade eden Yancar, konuşmasına şu şekilde devam etti: “Biz kendimize bir hedef koyduk. Kamu Hastaneler olarak bize 2023 vizyonu kapsamında tüm yoğun bakım yataklarını ideal seviyeye getireceğiz ve bir tane bile hastamızı il dışına sevk etmemek için çaba sarf edeceğiz. Geldiğimiz nokta da şuanda 201 tane yoğun bakım var. Bunların 35 tanesine erişkin 3. Basamak yoğun bakım yani en üst düzey yoğun bakım var. Bizim il dışı sevk oranlarımız yüzde 40, 50 her yıl olmak kaydıyla azaldı. Bir önceki yıla göre sadece bu yıl yüzde 30 verilerimiz azalıyor. Tabi bu sadece yoğun bakım açmakla olmuyor. Ayda bine yakın yoğun bakım hastası yatırdığımız günler oluyor. 2016 yılı kapsamında ilçelerimiz dâhil 5 milyona yakın hasta bakmışız. Bu tabi ki iki şeyin göstergesi, hasta memnun tercih ediyor geliyor, diğeri ise acaba çok mu hasta oluyoruz. İkinci faz için şunu söylemek gerekiyor. Vatandaşlarımızın sağlık okuryazarlığı arttırılabilirse doğru zamanda doğru hastaneye başvurması sağlanması temel bir gösterge olabilir.''
''İLAÇLA ZEHİR ARASINDA Kİ TEK FARK DOZDUR’
En büyük sorunlardan bir tanesinin akılcı ilaç olduğunu söyleyen Yancar, ilaçla zehir arasındaki tek farkın doz olduğunu vurguladı. Yancar, “5 yaşından küçük bir çocuğunuz var, burnu akıyor ateşi var. Doktora götürüyorsunuz, eğer hekim size antibiyotik yazmadıysa memnun olmayan bir hasta gurubu var. Aslında hastalarımız şunu yapmalı doktora bu antibiyotiksiz geçmez mi ediğinde aslında istenilen noktaya gelmiş olacağız. Çünkü viral enfeksiyonlar antibiyotikle tedavi edilemez. Genelde semptoma ağırlıklı tedavi ediyoruz. Tüm yaş gruplarında ortalama üst solunum yolu hastalığı ile gelen hastaların yüzde 80, 90’ı viraldir zaten. Ama Türkiye’deki oranı söylüyorum her 10 reçetenin 5 ya da 6’sında antibiyotik var. Bir hekim bulgularla, semptomlarıyla, yaptığı muayeneyle, boğaz sürüntüsü, kültürü ile bunları anlayabiliyoruz. Ama gelinen noktada bazen şöyle durumlarda oluyor. Memnuniyeti arttırabilmek ya da hastaya iki kelime daha fazla etmek yerine biran önce reçetesini yazayım da göndereyim algısı da olmuyor değil. Burada hekimlerimize ciddi iş düşüyor. Bakanlık 2015, 2016 yılında akılcı ilaç toplantıları yapıyor. Hem yönetici olarak bizlere, sonra hekimlere, sonra da kamu spotlarıyla vatandaşı ciddi bilgilendirmeye geçecek. Buda vatandaşın ilaca, hastalığa bakışını biraz daha değiştireceğini umuyoruz. Yüzde 10 bile düşmeler hem ülke ekonomisi açısından ve sağlığımız açısından çok büyük avantaj. Gereksiz yere kullandığımız antibiyotiklerin her antibiyotiklerin içerisinde prodüksiyonları var. Onları bile okusanız ilacı belki kullanmak istemeyeceksiniz. Biz ilaca verdiğimiz paradan biraz azaltabilsek başka bir kaynağa, yatırıma rahatlıkla çevirebiliriz'' ifadelerini kullandı.
''ALO 182 RANDEVU HATTIMIZ’
Artık vatandaşların her hastaneye istediği şekilde, istediği sayıda başvurabildiğini dile getiren Yancar, şunları kaydetti: “Vatandaşların çok sayıda başvurması ilgili hekim sayısı yeterli değilse hastanelerde beklemelere sebep oluyor. Örneğin, hastaneye sabahın 8’inde gittiniz 70. sıra aldınız, belki de size saat 2’de randevu gelecek. Sabah 8’den 2’ye kadar hastanede kalıyorsunuz. En önemli şey zaman kaybınız oluyor. O gün yarım gününüz kafadan gidiyor. Hastanedeki fiziki mekânlarının hepsini kullanıyorsunuz. Ne kadar oturma koltuğu bırakılsa da orası yetmiyor belki de. Ya da ne kadar lavabolar, hastanenin giriş çıkış alanları. Orada başka bir hastanın yaşadığı olumsuzluğu kendi olumsuzluğunuz gibi hissediyorsunuz. Siz hiçbir olumsuzluk yaşamadınız. Hastaneler sonuçta bir enfeksiyon ortamıdır. Hâlbuki Merkezi Randevu sistem dediğimiz 2008’den bu yana var. Fakat vatandaşlarımızın bu randevulu sistemle gelme işini istediğimiz oranda belli bir noktaya getiremedik. Basit bir sistem aslında. Alo 182 dediğimiz bir sistem var. İyi bir internet kullanıcısıysanız veya hastanemize gelmişseniz 182 bankolarımız var. Orada ben şu hekime randevu almak istiyorum dediğiniz de veya telefonla aradığınızda istediğiniz hekime randevu alabiliyorsunuz. Sabah 8’de de gelmeniz gerekmeyecek. Saat 10’a randevu aldıysanız 10’a 5 kala geldiniz numaranızı aldınız, muayene oldunuz, reçeteniz yazıldı 10 dakikada işinizi bitirme garantisini biz veriyoruz.''
Yancar, Radyo Fresh programı sonrası DEKA Medya Grup Bünyesinde bulunan gazetemizi ziyaret ederek, gazete personelleriyle fotoğraf çektirdi.
HABER: MELİHA ŞEYDA AKÇAKALE