Başbakan Yardımcısı Veysi Kaynak,OHAL’in anayasal bir rejim olduğuna dikkat çekerek, “OHAL devlete hızlı hareket etme imkânı veriyor'' dedi.
Bir televizyon kanalının canlı yayınına katılanBaşbakan Yardımcısı Veysi Kaynak, OHAL’in uzatılmasına ilişkin eleştirileri yanıtlayarak ''Kabinede FETÖ’cü bakanlar var’ iddialarının FETÖ’nün önemli bir oyunu olduğunu belirtti. Kabinede böyle bir yapıyla ilişkisi olduğu tespit edilen kişilerin kesinlikle barındırılamayacağına dikkat çeken Kaynak, bu yapıyla ilgili bir bağlantısı, intisabı olan kişilerin görevi ne olursa olsun gerekli bütün işlemlerin yapılacağına vurgu yaptı. 15 Temmuz’da Türkiye’nin çok büyük bir badire atlattığını belirten Kaynak, OHAL’in bu zorlu süreçte işlemleri hızlandırarak doğru kararlar alınmasına yardımcı olacağını kaydetti.
''TÜRK BASINI ÇOK CESUR BİR DURUŞ SERGİLEDİ’
15 Temmuz sürecinde Türk basınının dik duruşunu takdir ettiğini söyleyen Kaynak, “Olağanüstü Halde anayasamız birçok sınırlamaları getirdi. Temel hak ve özgürlüklere birazda olsa dokunulmuştur. Bunların dışında kanun üstünde kararnameler ile her türlü düzenleme yapılabilir. Türkiye Büyük Millet Meclisi’nde zaten kararnamenin mecliste karalaştırılma süreci tıpkı diğer kanunlar gibidir. Meclisimiz ve parlamentomuz tartışma zeminlerinin en üst seviyede yaşandığı yerlerdir. Yine iktidar ve muhalefetin parti grubu olduğu için söz hakları vardır. Başbakanımızın da söylediği gibi bu hususta hatalar yapabiliriz. Bu mesele sadece AK Parti hükümetinin meselesi değildir. Türkiye’nin demokrasisine parlamentosuna kast edilmiştir. Hep birlikte istişare mekanizmaları açıktır. Türkiye’nin basını en az siyasetçileri kadar çok cesur çok kararlı bir duruş sergiledi. Şimdi yine yayınlara baktığımız zaman hepimiz birlik olarak yapının tamamını ortaya çıkarabildik. O yüzden böyle bir hadise ile bir daha karşılaşmamak için gerekli tüm tedbirleri alalım. İstihbarat birimlerimizden çok sayıda kişi açığa alındı. Gerekli çalışmalar yapılıyor ve bunların temizlenme ihtiyacı ne kadar sürürse o kadar yapılmalıdır. Türkiye bir daha darbe tehlikesi ile karşı karşıya gelmemelidir. Gerekli çalışmalar da anayasa çerçevesinde yapılmalıdır'' şeklinde konuştu.
15 Temmuz sürecinde Türk basınının dik duruşunu takdir ettiğini söyleyen Kaynak, “Olağanüstü Halde anayasamız birçok sınırlamaları getirdi. Temel hak ve özgürlüklere birazda olsa dokunulmuştur. Bunların dışında kanun üstünde kararnameler ile her türlü düzenleme yapılabilir. Türkiye Büyük Millet Meclisi’nde zaten kararnamenin mecliste karalaştırılma süreci tıpkı diğer kanunlar gibidir. Meclisimiz ve parlamentomuz tartışma zeminlerinin en üst seviyede yaşandığı yerlerdir. Yine iktidar ve muhalefetin parti grubu olduğu için söz hakları vardır. Başbakanımızın da söylediği gibi bu hususta hatalar yapabiliriz. Bu mesele sadece AK Parti hükümetinin meselesi değildir. Türkiye’nin demokrasisine parlamentosuna kast edilmiştir. Hep birlikte istişare mekanizmaları açıktır. Türkiye’nin basını en az siyasetçileri kadar çok cesur çok kararlı bir duruş sergiledi. Şimdi yine yayınlara baktığımız zaman hepimiz birlik olarak yapının tamamını ortaya çıkarabildik. O yüzden böyle bir hadise ile bir daha karşılaşmamak için gerekli tüm tedbirleri alalım. İstihbarat birimlerimizden çok sayıda kişi açığa alındı. Gerekli çalışmalar yapılıyor ve bunların temizlenme ihtiyacı ne kadar sürürse o kadar yapılmalıdır. Türkiye bir daha darbe tehlikesi ile karşı karşıya gelmemelidir. Gerekli çalışmalar da anayasa çerçevesinde yapılmalıdır'' şeklinde konuştu.
17-25 ARALIK’TA DARBE GİRİŞİMİYDİ
FETÖ yapısıyla ilişki kurmayan hiçbir siyasi partinin olmadığını hatırlatan Kaynak, 17-25 Aralık’ın da yolsuzluk süsü verilmiş bir darbe girişimi olduğunu ifade etti. Kaynak konuşmasına şöyle devam etti: “Bu yapıyla ilişki kurmayan hiçbir siyasi hareket olmamıştı. Ama AK Parti büyük bir şans yakaladı 17-25 Aralık darbe girişimi olunca, oda bir darbe girişimiydi yani yolsuzluk süsü katılmış bir darbe girişimiyle AK Parti’de kendisini o harekete mensup hisseden milletvekilleri istifa ettiler. Sonra teşkilatlarda hemen kongre dönemiydi, il-ilçe teşkilatlarında önemli ayıklamalar yapıldı. 2014 yılının mart ayında yerel seçimler vardı, belediyeler, meclis üyeleri, il genel meclis üyeleri düzeyinde ayıklamalar yapıldı. Bu arada elbette takiyyeyi çok iyi yapan bir grup bu, gözden kaçan, kendisini saklayan kişiler olabilir. Ama ihmal edilen asla olmamıştır.''
FETÖ’NÜN OYUNLARI
Kabinede FETÖ'cü bakanlar olduğu iddialarına da yanıt veren Kaynak, sözlerinde şu ifadeleri kullandı: “Bakanların By-Lock yükleme meselesine gelince Başbakanımız önceki gün grup toplantısında söyledi. Bu FETÖ’NÜN önemli bir oyunudur. Hedefi dikkatleri başka yöne çevirme gayretidir. Şundan herkes emin olmalıdır. Görev itibari ile en küçük kamu görevlisine yönelik eğer bu yapıyla ilgili bir bağlantısı, intisabı varsa, görevi ne olursa olsun onlarla ilgili bütün işlemler yapılır. Bundan kimsenin endişesi olmasın. Ama AK Parti açısından 17-25 Aralık’ın yapılması ve arkasından yerel seçimler, arkası sıra kongreler ve ondan sonrada büyük kongreler, iki genel seçim yapılıp AK Parti içerisinde ki unsurların, çok büyük oranda temizlenmiş olduğunu düşünüyorum. Bakanlarla ve milletvekilleri ile ilgili söylenenlere ben şöyle söyleyebilirim. Bunlar tamamen hedef saptırmadır. Herkes somut iddiasını ortaya koymalıdır. Hükümet yaptığı çalışmalarda hangi sebebe dayanarak, kamu görevinden çıkardığını açığa aldığını ya da şirketine hangi sebeple kayyum atandığını herkesin bildiği bir düzeydeyiz. Başbakanımızın ve Cumhurbaşkanımızın olayın en başından beri söylediği çok büyük bir hadise var, bu hadisede miladı koymamız lazım 17-25 Aralık tarihlerini. O tarihlerden sonra bu yapının Pensilvanya’da ki örgüt liderinin çağrısı üzerine, bankasına para yatıran, şirketinden terör örgütüne para gönderen, By-Lock gibi. By-lock sisteminin özel bir sisten olduğunu sonradan öğreniyoruz. Bunun gibi hadiseler bütün herkes için geçerli. Bize verilen bir bilgi var çok önemli olduğunu düşünüyorum. By-lock en üst düzey tarafından kullanılan bir sistem değil, bakın dikkat edin şu anda yurt dışına kaçan mahrem grup diye tabir edilen, örgüt liderine yakın çeşitli isimler var. Bunlarla ilgili hiçbir By-lock kaydı yok. Niye bunların zaten özel haberleşmesi var. Dolayısıyla By-lock ile ulaşılan yerler üt düzey yerler değil. O yüzden bu yapı tam manasıyla ortaya çıkana kadar bu çalışmaların sürmesi lazım. Bu çalışmalar da halkımızın, ticaretimizin, iş adamlarımızın etkilenmiş olduğu bir alan yok. Onlar normal demokratik düzeydeki faaliyetlerini yapıyorlar.
BYLOCK'U ÜZERİNDE SAPTIRMALAR MEVCUT
Bunların zaten özel haberleşmesi var. Bylock ile yapılan haberleşmeler üst düzey noktalarda değil ve bunun için bununla ilgili çalışmaların devam etmesi lazım. Bu çalışmalar esnasında ben hep söylüyorum. Halkımızın, sivil toplum kuruluşlarımızın ve ticaret yapanların bu çalışmalarla etkilenmesi gibi bir durumu yoktur. Eğer yanlışlıkla bu programı kullanan kişilerin beyanları noktasında biz bunları düzeltiyoruz ki bizzat şahit olduğum olaylarda mevcuttur. Bylock'u kullananlar arasında kimisinin çocuğunun, eşinin, annesini veya babasının telefonu kullanarak onların Ip adresi üzerinden kullananlarda mevcuttur. Diğer yandan bu programı bilmeden indirip bir kere kullanan kişilere ise ne benim bakanlığımda nede başka bakanlıklarda kamu görevlisi arkadaşlara herhangi bir işlem yapılmamıştır. Bu sürece geldiğimiz noktada söylediğimiz 180 bin rakamının mesajları ortada artık. Bu noktada orada yazışmaların hepsi yargının elindedir. Diğer yandan bu rakamların bilinmesi gerekiyor ve 18 milyon satır mesaj yargıda mevcuttur. Bu mesajlar incelenip yargıda kişiye hangi cezayla yargılanacaksa buna yargı karar verir. Tabi ihraclar devam edecektir ve ilk başta olduğu gibi yoğun olmasa da devam edecektir. OHAL süresinin uzaması da burada devreye girmektedir, çünkü ilk başlarda kanıtların incelenmesi konusu uzun olduğu için bu sürecinde uzayabileceğini gösterir. Bu çalışmalar tabi kademe kademe ilerleyecektir. Temizlemeler tam anlamıyla araştırılıp bittiği zaman bizde tamam diyeceğiz. Ayrıca şunu da söylüyoruz yanlış veya hata yaptıklarımız elbette olmuştur bunlarında düzeltilip tamam demeliyiz. Usülde paralelcilik sözünü sevmiyor olsam da bu var. Memurlar içinde bu geçerlidir yani eğer haksız yere görevden ihraç edilmişse tekrarda yine aynı statüde memur olarak görevine getirilebilir. Daha yeni yeni çıkan şeyler de var. Hapishane de itiraflardan öğrendiklerimiz den KPSS sorularının nasıl çalındığını nasıl ezberletildiği gibi birçok yerden itiraflar geliyor. Bu KPSS sorularının nasıl alındığı vs ortaya çıkacak. 33 bin tutuklu var ve bu sayı kadar da sorgulanacak var. Düşünün böyle bir dosya var ve bunlar tek tek araştırılıyor. Bu noktada da OHAL'in uzaması gerekiyor.''
Haber: Kübra Dilbirliği