Seçim bitti. Sıra artık geçime geldi. Şurası açık ki seçimi muhalefet partileri ve anket şirketleri kaybetti, iktidar partisi kazandı. Millet iradesi her şeyin üstündedir, sandıktan çıkan bu iradeye hepimizin saygı göstermesi ve kazananı tebrik etmesi gerekir. Yeni oluşan meclisin ülkemize ve milletimize hayırlı hizmetler yapmasını diliyor, 26. Dönem Milletvekillerini de tebrik ediyorum.
Milletimiz, muhalefetin çeşitli konularda ikna çabalarına rağmen İSTİKRARIN DEVAMI’ndan yana oy kullanmıştır. Bu gerçeği görmezden gelemeyiz. Bu seçimlerin bir kaybedeni de her zamanki gibi anket şirketleri oldu. İktidar partisi kendisinin, muhalefetin ve medyada ahkam kesen kamuoyu araştırma şirketlerinin dahi öngörmediği bir oy yüzdesi ve bunun getirdiği sayısal çoğunlukla tekrar tek başına iktidara gelmiştir. Bu sebepten bu seçimlerin kazananı MİLLET dedik. Milletin keskin ama kestirilemeyen feraseti ve kararı bütün tahmin ve öngörüleri altüst etmiştir.
Şüphesiz muhalefet partileri seçim başarısızlığını kendi içi yapılarında analiz edeceklerdir.Politika ve kadrolarında gerekli gördükleri değişiklikleri yapacaklardır. Yapmaları da gerekir. Ancak bu mekanizmalar çalışırken kaybetmenin getirdiği olumsuz iklimin de tesiriyle yerli yersiz isnat ve davranışlardan da uzak durulması gerekir. Netice itibariyle siyaset millet desteği ve iradesi ile yapılabilen bir hizmettir. Milletin mesajı politikacılar tarafından hiç bir şekilde görmezlikten gelinemez.
Ancak dünden bugüne veya yarına şu veya bu şekilde yapılacak bir değişiklik bu sonucu değiştirmeyecektir. 26. Dönem parlementosu 2019 yılına kadar görev yapacaktır. Burada öncelikli olarak yeni parlemontoya ülkenin karşı karşıya bulunduğu çok önemli iç ve dış sorunları çözmesi için destek olmak gerekmektedir. Ülkemizin ve milletimizin meseleleri bizim kendi –parti- iç meselelerimizden daha önemlidir. İlerleyen süreçte tabanın ve seçmenin verdiği mesaj bütün yönleriyle dikkate alınacak ve ona göre adımlar atılacaktır.
Bizim temel yanılgılarımızdan birisi de siyaseti doğrudan ‘kişi ve kişiler’ etrafında değerlendirmek, sonuca göre de suçlu veya haklıyı ilan etmektir. Kazanan daima haklı olmayabilir. Elbette kaybedenin hatası, eksiği, yanlışı vardır. Ancak sırf kaybetme saikiyle ‘bir suçlu bulma ve ilan etme’ telaş ve gayretkeşliği siyaset müessesine ve davaya yarar yerine zarar getirir.
Özellikle partimizdeki arkadaşlarımıza seslenmek istiyorum. Biz demiyor muyduk; ‘Önce ülkem ve milletim, sonra partim ve ben’ 1 Kasımda sandıktan çıkan sonuç bizim kaybetmemize sebep olmuştur ama umar ve dileriz ki milletimiz kazanır. Yine biz demiştik ki, ‘milletimiz ve ülkemiz kazanacaksa amasız, fakatsız biz kaybedelim’. Gönül isterdi ki bu necip millete biz hizmet etme şansı bulalım. Her zaman anlattığımız gibi bu milletin sorunlarını biz çözelim. Ancak milletimiz Milliyetçi Hareket Partisine iktidar görevi vermemiş, bunun ötesinde 7 Haziran’da aldığımız neticenin de daha altında bir oy ve milletvekili sayısı vermiştir.
Fevkalade üzüldüğümüz bu neticeye rağmen; millet iradesi ile kavga edecek, millete küsecek, birbirimize düşerek Türk Milletinin düşmanlarını sevindirecek halimiz yoktur. Biz davamızın, fikirlerimizin güzel olduğuna inanıyor, bundan vaz geçmeyi asla düşünmüyoruz. O zaman geriye bir tek yol kalıyor, kendimizi, fikirlerimizi, milletimiz için yapmak istediklerimizi vatandaşlarımıza iyi anlatamıyoruz. Kendimize, kadrolarımıza, program ve vaatlerimize, vatandaşa anlatma yöntemlerimize bakarak kendimizi yenileyeceğiz.
Yılmadan, yıkılmadan hak davamızı en iyi şekilde temsil etmeye ve onun muzaffer olması için mücadeleye devam edeceğiz. Sandıktan aldığımız netice morallerimizi bozabilir ancak merhum Başbuğumuz Alparslan Türkeş’in izinde; sandıktan bize tek bir oy dahi çıkmasa, İslam'dan, İnsaniyetçilikten, Türk Milliyetçiliğinden asla vazgeçmeceğiz. Biz politika yapıyoruz ama önceliğimiz kutsal Davamızdır. Bu davanın takipçileri olmaya devam edeceğiz. Biz bu şiardan hiç bir zaman ayrılmadık, ilelebet de ayrılmayacağız.
Türk Milleti tarihte buhranlı dönemleri çok yaşamıştır. Biz gayrete memuruz, netice Cenabı Allah’ın takdiridir. Bundan sonra, ilk günkü şevk ve heyecanla hilalin hak ettiği yerde dalgalanması için son nefesimize kadar mücadele edeceğiz. Bu uğurda kimseden bir takdir beklememekteyiz, tekdirlere de aldırış etmeyeceğiz. Makam ve mansıplar bizim asli gayemiz değildir, sadece bu aziz millete hizmete bir vesiledir. ÜLKÜCÜLER bu milletin hadimidir, biz kendimize düşen hizmeti anamızın sütüne halel getirmeden her şart altında vermeye gayret edeceğiz, tevfik Cenabı Allah’tandır.
Yeni oluşan 26. Dönem TBMM üyelerini tekrar tebrik ediyor, bütün samimiyetimle milletimize hayırlı hizmetler yapmalarını temenni ediyorum. Cenabı Mevla birliğimizi ve dirliğimizi daim eylesin, amin.
Son söz: Bu da geçer ya ‘Hu’.