Kahramanmaraş Geçici Köy Korucuları ve Şehit Aileleri Yardımlaşma ve Dayanışma Derneği Başkanı Celalettin Fırtına, Geçici Köy Korucularının sigortalı sayılmaları için Anayasa Mahkemesine yaptıkları müracaatın sonucu olarak “Red'' kararı çıkmasına sert tepki gösterdi. Fırtına, Korucularının bu vatan için yıllarca canlarını hiçe sayarak Güvenlik güçleri ile beraber omuz omuza çalıştığını ifade etti.
Kahramanmaraş Geçici Köy Korucuları ve Şehit Aileleri Yardımlaşma ve Dayanışma Derneği Başkanı Celalettin Fırtına yaptığı açıklamada şunları söyledi: 26 Mart 1985 yılında terörün bir nedeni değil terörün bir sonucu olarak terörle mücadele amaçlı kurulan koruculuk sistemi kuruluşu itibari ile köy kanunun 74. Maddesinde değişikliğe gidilerek alel acele kurulmuş ve korucular kısa orta ve uzun vadede sigortalı sayılamazlar hükmü konularak o günden bu güne 31 yıldır sigortasız görev yapmaktadırlar bu hüküm anayasanın 2. 10. ve 60. maddelerine eşitlik ilkelerine açıkça aykırılık teşkil etmesi sebebi ile yaklaşık iki yıl evvel tüm koruculara emsal teşkil edecek şekilde bu hükmün kaldırılarak köy korucularının sigortalı sayılmaları yönünde anayasa mahkemesinin yetkisinde olduğu için anayasa mahkemesine konfederasyon yönetim kurulu üyemiz olan bir arkadaşımız adına açmış olduğumuz davamızı geçtiğimiz günlerde maalesef kayıp etmiş durumdayız. Anayasa mahkemesinin bu kararının siyasi bir karar olduğunu ve yine anayasaya aykırılık teşkil ettiğinin farkındayız ve konuyu Avrupa insan hakları mahkemesine de en kısa zamanda taşıyacağız, bunun içinde Cumhurbaşkanımız Recep Tayip Erdoğan’ın daha evvel belirtikleri üzere, bende eleştiri hakkımı kullanarak mahkemenin bu kararına saygı duymuyorum, daha düne kadar bize davadan haklısınız kazanacaksınız diyen mahkeme üyelerinin bu hukuksuz kararını kendilerini açısından aslında normal görüyorum, geçtiğimiz günlerde Bingöl’de bir polisimizi şehit eden teröriste bile devletin tazminat ödemesine hükmeden teröristi bir nevi haklı bulan mahkemenin korucular ile alakalı kararının, bölgesel olarak verilmiş haksız vicdandan yosun hukuk dışı keyfi bir karar olduğun değerlendirmekteyiz. Yıllardır devleti adına teröristle bire bir silahlı mücadele eden ve bu güne kadar camiasında vatanı uğruna 1700 ün üzerinde şehit veren ve aileleri ile 1,7 milyon korucu ailesini mağdur ve üzüntüye sevk eden bu karar, hukuk tarihine kara bir leke olarak geçecektir. Anayasanın bu siyasi kararı vermesiyle eğer ki devlet ile korucu camiasını karşı karşıya getireceklerini akıllarında geçirmişler ise tamamen yanılgı içerisinde oluşmuşlardır, hiç bir çıkar ve menfaat gözetmeksizin devleti adına yıllardır askeri ile polisi ile beraber kahramanca teröristle mücadele eden terörün önünde büyük engel teşkil eden devletimizin kahraman ordumuzun emirlerinde 70 bin kişilik yardımcı silahlı gücü olan korucu camiamız her şeye rağmen PKK terörü ve paralel yapı örgütleri başta olmak üzere terörün her türü ile mücadelesine azim ve kararlılık ile devam edecektir, paralel yapı PKK pyd, ypg, kökleri bir ama isimleri farklı aynı amaca hizmet eden, Türkiye’nin içerden dışarıdan kuyusunu kazmaya çalışan ancak asla başarılı olamayacak olan, bu örgütlere karşıydım dik ayakta olacağız daha da uyanık ve atik olacak ve devletimizin yanında olmaya devam edeceğiz ve ediyoruz, şu anda şehir çatışmalarında dahi Şırnak’ta 2 bin yüksek ovada 1000 Nuseybin’de 400 korucumuz asker ve polisimiz ile beraber kahramanca bu düşmanlarımıza karşı Kürt, Türk ve tüm aziz milletimiz adına mücadele etmektedir. Burada sayın cumhurbaşkanımız başta olmak üzere hükümetimizden anayasa mahkemesinin korucular aleyhine kasıtlı ve hukuk dışı olarak verdiğini değerlendirdiğimiz bu kararı ile ilgili, korucuların yanında olduklarını koruculara güven ve moral verecek aleyhten bir açıklama yapmalarının da uygun görülmesini doğrusu bekliyor ve umuyoruz, bu karar aslında devletimizin, hükümetin aleyhine verilmiş kasıtlı bir karar olduğunu da düşünüyoruz. Hükümetimizin terör örgütlerine karşı fedakâr köy korucularının bazı mevcut talep ve arzularının en kısa sürede yerine getirmesinin aslında terör örgütlerinin moralini bozacak bir faydalı adım olacağını da biliyoruz. Ülkemizi bölmek isteyen aynı merkezden yönetilen aynı amaca hizmet eden PKK, PYD, YPG, FETÖ. ve illegal tüm örgütlerin asıl meselesi ülkemizin bölünmez bütünlüğüdür, ilerlemekte olan devletimizi durdurmak isteyen, Suriye gibi yapmak isteyen bu örgütlere karşı millet olarak uyanık ve bir olmak durumundayız, terör meselesi asla ne bir özgürlük meselesi ne bir hak arama meselesi hele hele kürt meselesi hiç değildir. Mesele hak ile batılın haç ile hilalin meselesidir. Onun için bu bilinçle yine bir Çanakkale, yine bir kurtuluş savaşı, bir sütçü imam ruhu ile kürtüyle türküyle bir olacak ve memleketimizi savunacağız inşallah bu meselenin de üstesinden gelerek yine tarih yazdırtacağız, devletimiz güçlü ve giderek güçleniyoruz ordumuz donanımlı ve kahramanca vatanını içerden ve dışardan gelecek her türlü tehlikeyi berteraf edecek azim ve kararlılığa teknolojik milli silahlarına da sahiptir, terörü inşallah kısa sürede gündemimizden çıkartarak huzuru tamamen sağlayacağız ve hedeflerimize millet olarak hep birlikte ulaşacağız, biz 70 bin kişilik köy korucuları olarak zaten bu manada görevlerimizin başındayız. Hdp’nin sözde vekili Ertuğrul Kürkçü’nün salı günü Avrupa Parlamenterler Meclisinde küstahça İngilizce olarak üst akıllarının diliyle, Başbakanımız Ahmet Davutoğluna sorular sorarak, pkk terör örgütünü gerilla olarak tanımlayarak meşrulaştırmaya çalışması, aslında biz köy korucuları nezdinde bardağı taşıran son damla olmuştur, bu nedenle de sözde milletvekili olan meclisimizdeki PKK’nın temsilcilerinin derhal dokunulmazlıklarının muhalefetinde desteği ile kaldırılması ve hatta vatandaşlıktan da çıkartılması, devletimizin erdemliğini büyüklülük ve kararlılığını bir kez daha göstermiş olacaktır milletin vicdanını da böylece rahatlatmış olacaktır, bu konularda da hükümete sonuna kadar destek olacağımızı da bildiririz dedi.
Erdi İşbilir/Elbistan