Naçizane edebi kimliğimizin üstümüze oturduğu, edebiyat çevrelerinde daha çok öykü yazarı olarak tanımlandığımız bir gerçek. Bununla birlikte bu köşede edebiyat anlamında paylaşımlara oldukça ara verdik. Bunun ana sebebi ise ülkemizin geçirdiği sıra dışı zaman dilimi. İçimizi kanatan terör saldırıları, hain kalkışmalar. Bilahare bu gelişmelere kayıtsız kalmak olmazdı. Kayıtsız kalmadık. Doğru bildiğimizi her daim seslendirdik. Bazen sanat, edebiyat ile siyaset iç içedir. Ülke ve toplumu derinden etkileyen konularda yazar, şair susan değil en çok konuşması gereken kesimdir. Öyle olmalıdır.
Bu hafta şiir dedik.
Şiir, yüreğin ilmek ilmek nakış gibi, dizelerle işlenme sanatıdır. On sayfalık bir öykü okuduğumuzda, yada yüzlerce sayfalık bir romanı bitirdiğimizde hani dimağımızda oluşan tat, ruhumuzda tezahür eden mutluluk, huzur, yada hüzün vardır. İşte şiir bunu birkaç dize ile anlatma çabasıdır. Ne yazık ki gelişen teknoloji, internet aracılığı ile kolay paylaşım yapılıp, kolayca insanlara sunulması, hele birde şair enflasyonunun oluşması, şiiri edebiyat anlamında ikinci, üçüncü plana ötelemiştir. Şiir ve şair hak ettiği değeri göremez olmuştur. Okurundan çok şairi olan bir edebiyat dalı haline gelmiştir. Vesilesi ile şiir kirliliği içerisinde gerçekten usta şairler ve kalemlerinden çıkan şiirler hak ettiği noktaya ulaşamamaktadır. Sanat içinde ve hatta şairler içinde, günümüzde o kadar popüler olmasa da süregelen tartışmalardan birisi de “sanat, sanat için midir, sanat toplum için midir?” tartışmasıdır. “'Sanat sanat içindir' düşüncesini savunanlar için, sanatın tek amacı vardır, o da sanatın kendisidir. Sanatın başka amacı olamaz. Hatta bu eğilim, 'yararlı olan her şey çirkindir', diyecek kadar ileri gider. “Sanat toplum içindir” diyen eğilim itiraz eder: 'Sanatı da sanatçıyı da yaratan toplumdur. Toplum olmasaydı sanat olmazdı. Dünyada her şey insanlar için vardır. Sanat, topluma faydalı olursa bir değeri vardır. “ Bu iki fikrin tartışmasının tezahürüdür belki hece şiiri ile serbest şiir. Hece şiiri yazan pek çok üstat, serbest şiire şiir gözüyle bakmaz iken, serbest şiir yazan bazı şairler ise hece şiirini duyguların zincirlenmiş hali olarak görüp, şiirin matematik olmadığını ifade eder. Şöyle yada böyle. Şiirin tüm edebiyat dallarından apayrı bir yeri, yadsınamaz bir büyüsü vardır. Öyle olmasa, Necip Fazıl Kısakürek üstadın iki dizelik şiirleri bizi saatlerce düşündürmez, başka alemlere alıp götürmezdi. Biz, hece şiiri yazıp duygulara zincir vurmayan üstatlar ile, serbest şiir yazıp nesir ile arasına kalın bir çizgi çeken üstatlara selam ile yazımızı bağlayalım.