SAYIN BAŞBAKANIM KAHRAMANMARAŞ’IMIZA HOŞGELDİNİZ YENİ ANAYASA İÇİN MANTIKSAL BAKIŞIMIZI ARZ EDİYORUM

Kentimizi ziyaretiyle şereflendiren Sayın Başbakanımıza öncelikle yürekten hoşgeldiniz demek istiyorum. Bu vesileyle, yeni Anayasamız hakkındaki acizane düşüncelerimi, sade bir vatandaş sıfatıyla ve Kahramanmaraş toprağından genetik kodlarımıza işlemiş olan Türkçe hassasiyetiyle arz etmek istiyorum. Başta Sayın Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan, Sayın Başbakanımız Binali Yıldırım ve Sayın Devlet Bahçeli olmak üzere, yeni Anayasa çalışmalarında emeği geçen herkese içtenlikle teşekkür ediyorum. Derhal sadede geliyorum.

Madde-8 metnindeki şartların sıralanmasında, hayatın akışına uygun ve doğru bir kronolojik öncelik dikkate alınırsa, ilgili metin, mantıken ve usulen daha uygun bir ifade olacaktır. Madde-8 metninde, 4. satırdan itibaren “Cumhurbaşkanı, kırk yaşını doldurmuş, yüksek öğrenim yapmış, milletvekili seçilme yeterliliğine sahip, doğuştan Türk vatandaşı olanlar arasından, doğrudan halk tarafından seçilir” denilmektedir. Halbuki, kronolojik ve mantıksal öncelik dikkate alınırsa, “Cumhurbaşkanı, doğuştan Türk vatandaşı, milletvekili seçilme yeterliliğine sahip, yüksek öğrenim yapmış, kırk yaşını doldurmuş olanlar arasından, doğrudan halk tarafından seçilir” şeklinde olmalıdır. Çünkü, bir insan önce doğar, sonra milletvekili seçilme yeterliliği kazanır (sınır 18 yaşa inecek), sonra yüksek öğrenimini bitirir, en sonunda kırk yaşının doldurur. Bu nedenle, ilgili maddenin, doğrudan en sondaki “kırk yaş” kriteriyle başlaması, kronolojik mantıksal öncelik yönünden ters bir sıralamaya neden olmaktadır. Bunun düzeltilmesi, metindeki lisan ve mantık zarafetini artıracaktır.

Madde-10 metnindeki 8 ve 9. satırlar ile Madde-11 metnindeki 25 ve 26. satırlarda “Meclisteki siyasi partilerin, güçleri oranında komisyona verebilecekleri üye sayısı” ifadesindeki, “güçleri oranında” kavramı yerine, “milletvekili sayıları oranında” kavramının kullanılması, mantıken çok daha açık, net ve doğru olacaktır.

Madde-11 metnindeki 28-29-30. satırlarda yer alan “Komisyon, soruşturma sonucunu belirten raporunu iki ay içinde Meclis Başkanlığına sunar. Soruşturmanın bu sürede bitirilememesi halinde komisyona bir aylık yeni ve kesin bir süre verilir” denilmektedir. Peki, bu bir aylık yeni ve kesin sürede de “yine bitirilemezse ne olur” sorusunun cevabı belirtilmemiştir. Buna yönelik olarak ihtiyaç duyulan ek açıklama, “Soruşturmanın bu bir aylık yeni ve kesin ek süre içinde de bitirilememesi halinde, komisyonun soruşturmayı bitirmeyi reddettiği kabul edilir ve bu reddedilmiş haliyle doğrudan görüşülmek üzere, Türkiye Büyük Millet Meclisi Genel Kuruluna gönderilir” şeklinde olabilir. Böylece, komisyon tarafından “bitirilmesi reddedilmiş” ve herhangi bir rapora bağlanmamış soruşturma konusu, doğrudan Türkiye Büyük Millet Meclisi Genel Kuruluna havale edilmiş sayılacaktır.

Madde-11 metninde, 6. satırdan itibaren “Cumhurbaşkanlığının herhangi bir nedenle boşalması hali” düzenlenmiş, ama nedense aynı derecede önemli olan “Cumhurbaşkanının herhangi bir nedenle beş yıllık görev süresini tamamlayamama hali” düşünülmemiş ve düzenlenmemiştir. Yani tamamlanmamış bir dönem, o Cumhurbaşkanı için kullanılıp tüketilmiş bir dönemden sayılacak mıdır; yoksa, süresi bitirilememiş dönem sayılmayarak, yine iki dönem üst üste Cumhurbaşkanlığı hakkı baki kalacak mıdır. Bu durumun ilave bir cümleyle netleştirilmesi yerinde olacaktır.

Madde-11 metninde, 14. satırdan itibaren “Cumhurbaşkanının hastalık ve yurt dışına çıkma gibi sebeplerle geçici olarak görevinden ayrılması hallerinde, Cumhurbaşkanı yardımcısı Cumhurbaşkanına vekalet eder ve Cumhurbaşkanına ait yetkileri kullanır”. Bu ifade içinde yer alan, Cumhurbaşkanının vekalet verme imkanı, sadece hastalık ve yurt dışına çıkma gibi sebeplerle geçici olarak görevinden ayrılması hallerine kısıtlanmamalı, yani Cumhurbaşkanı “gerekli gördüğü takdirde istediği şekilde vekalet verebilmeli ve bu vekaleti hangi Cumhurbaşkanı yardımcısına vereceğini de kendisi belirlemelidir”. Bu konuya açıklık getirilmesi, Cumhurbaşkanının uygulamasını kolaylaştırmak ve netleştirmek bakımından önemlidir.

Madde-12 metninde 4-8. satırlar arasındaki, “Türkiye Büyük Millet Meclisi üye tam sayısının beşte üç çoğunluğu ile seçimlerin yenilenmesine karar verebilir. Bu halde, Türkiye Büyük Millet Meclisi genel seçimi ile Cumhurbaşkanlığı seçimi birlikte yapılır. Cumhurbaşkanının seçimlerin yenilenmesine karar vermesi halinde Türkiye Büyük Millet Meclisi genel seçimi ile Cumhurbaşkanlığı seçimi birlikte yapılır”  ifadesinde, ilgili maddedeki “Türkiye Büyük Millet Meclisi genel seçimi ile Cumhurbaşkanlığı seçimi birlikte yapılır” bölümü, mükerreren iki defa yazılmıştır. Burada birbirini izleyen cümleler ortak bir mantıkla aşağıdaki şekilde düzenlenirse, “Türkiye Büyük Millet Meclisi üye tam sayısının beşte üç çoğunluğu ile, yahut sadece Cumhurbaşkanının iradesiyle, seçimlerin yenilenmesine karar verilebilir. Her iki halde de, Türkiye Büyük Millet Meclisi genel seçimi ile Cumhurbaşkanlığı seçimi birlikte yapılır“ şeklinde, bu mükerrer ifade kolayca teke düşürülebilir. Böylece yeniden düzenlenen bu metin, aynı şeyi daha kısa ifade ederken, 11 kelime/99 karakter tasarruf sağlanacaktır.

Madde-13 metninde 4-11. satırlar arasında yer alan “Cumhurbaşkanı, savaş hali, savaşı gerektirecek bir durumun baş göstermesi, ayaklanma olması veya vatan veya Cumhuriyete karşı kuvvetli ve eylemli bir kalkışmanın veya ülkenin ve milletin bölünmezliğini içten veya dıştan tehlikeye düşüren şiddet hareketlerinin yaygınlaşması; anayasal düzeni veya temel hak ve hürriyetleri ortadan kaldırmaya yönelik yaygın şiddet hareketlerinin ortaya çıkması; kamu düzeninin ciddi şekilde bozulması, tabii afet, tehlikeli salgın hastalıklar veya ağır ekonomik bunalım hallerinde yurdun tamamında veya bir bölgesinde, süresi altı ayı geçmemek üzere olağanüstü hal ilan edebilir”. Burada, “şiddet hareketlerinin“ ifadesi mükerrer olarak kullanıldığı gibi, eşdeğer anlamlı tekrarlar da mevcuttur.

Aynı şeyleri, çok daha kısa ve anlaşılabilir şekilde aşağıdaki örnekte olduğu gibi ifade edebilmek mümkündür:

 “Cumhurbaşkanı, savaş, savaş gerektirecek durum,  ayaklanma, anayasal düzeni, temel hak ve hürriyetleri, kamu düzenini, ülkenin ve milletin bölünmezliğini tehdit eden, vatanı yahut Cumhuriyeti hedef alan eylemli kalkışma ve benzeri yaygın şiddet hareketleri, tabii afet, tehlikeli salgın hastalıklar veya ağır ekonomik bunalım hallerinde, yurdun tamamında veya ilgili bölgelerinde, süresi altı ayı geçmeyen olağanüstü hal ilan edebilir”. Böylece yeniden düzenlenen bu metin, aynı şeyi daha kısa ifade ederken, 23 kelime/176 karakter tasarruf sağlanacaktır.

Madde-13 metninde bulunan, 19-22.  satırlar arasındaki, “Olağanüstü hallerde vatandaşlar için getirilecek para, mal ve çalışma yükümlülükleri ile 15 inci maddedeki ilkeler doğrultusunda temel hak ve hürriyetlerin nasıl sınırlanacağı veya geçici olarak durdurulacağı, hangi hükümlerin ve işlemlerin nasıl yürütüleceği kanunla düzenlenir” ifadesi yerine,  “Olağanüstü hallerde, 15 inci madde doğrultusundaki vatandaşlarla ilgili hükümlerin ve işlemlerin yürütülmesi kanunla düzenlenir” demek daha uygundur. Çünkü, ilgili yeni maddeden, mevcut 15. maddeye atıf yapılarak gerekli bütünsel ilişki zaten kurulmuştur. Atıfta bulunulan 15. madde içeriğinin bir kısmını buraya tekrar yazmaya gerek yoktur. Böylece yeniden düzenlenecek bu metin, aynı şeyi daha kısa ifade ederken, 20 kelime/151 karakter tasarruf sağlanacaktır.

Madde-17 metnindeki 27. satırda “Süresi biten üyeler bir kez daha seçilebilir” ifadesindeki “bir kez daha” kavramının sonu yoktur. Amaç en fazla iki kere seçilmesi ise, “Süresi biten üyeler son bir kez daha seçilebilir” şeklinde bu ifade netleştirilmelidir. Yok eğer, bu “bir kez daha” kavramı sınırlama konulmayacağı anlamında kullanılmışsa, o zaman “Süresi biten üyeler tekrar seçilebilir” şeklinde ifadeyi netleştirmek gerekecektir.

İşte bu minicik müdahalelerle, yeni Anayasa paketimizde, toplam 54 kelime/426 karakter tasarruf sağlanmış olacaktır.

Yeni Anayasa çalışmalarının ve sonuçlarının ülkemize, milletimize hayırlı olması dileğiyle, Kahramanmaraş’ımızın bilinen Türkçe ve Edebiyat hassasiyeti kapsamında sunduğum bu ayrıntıları, saygılarımla arz ediyorum.