Olay, 5 Haziran 2018 günü Dulkadiroğlu İlçesi İsmetpaşa Mahallesi’nde bir lokantada meydana gelmişti. İddiaya göre, Kadir Işık, lokantada yemek yiyen ve kızını telefonda taciz ettiğini öne sürdüğü Tamer Çetin’i tabancayla ayağından yaralayıp çekiçle de ellerine vurarak yaralamıştı. Yaralı olarak hastaneye kaldırılan Tamer Çetin hayatını kaybetmişti. Olay sonrası gözaltına alınan zanlı Kadir Işık, çıkarıldığı mahkemece tutuklanarak cezaevine gönderilmişti. Hakkında “kasten adam öldürme” suçundan müebbet hapis istemiyle yargılanan ve yaklaşık 20 aydır Kahramanmaraş E Tipi cezaevinde tutuklu bulunan Işık, bugün Kahramanmaraş 5. Ağır Ceza Mahkemesi’nde hâkim karşısına çıktı. Karar duruşmasında, mahkeme heyeti Işık’a 12 yıl 1 ay hapis cezası verdi.
Adliye çıkışı Işık'ın yakınları karara tepki gösterirken avukat Kadir Bastırmacı ise basın açıklaması yaparak karara itiraz edeceklerini söyledi.
Bastırmacı şöyle konuştu, "2018 Mayıs ayından beri başlayan, acılı ve zor durumda olan bir babanın dramının sonuçlandığı gün. Ancak beklediğimiz şekilde sonuçlanmadı. Tutukluluk halinin devamına ve neticeten 12 yıl 1 ay ceza almış oldu. Bizim beklentimiz davanın aslında öldürmeden değil de ağırlaşmış yaralamadan sonuçlanması yönündeydi. Savunmalarımızı da o günden bu güne kadar hep bu doğrultu da yaptık. Müvekkil yine duruşmada aynı savunmaları tekrar etti. Tanık beyanlarına değinildi. En son karar duruşması olduğu için bugün mütalaa verildi savcılıktan. Verilen mütalaa da, bizim savunmalarımızı doğrular maiyette TCK bahsettiğimiz 87. maddenin 4. fıkrasında neticesi sebebi ile ağırlaşmış yaralama, hedefi aslında yaralamayken neticenin ölüme sebebiyet vermesinden dolayı verilmesi gereken cezadan oluşturuldu. Biz kararında bu doğrultu da çıkacağını ümit ederek tahliyesini de bekliyorduk. Savcılık yine aynı şekil tahliyesini de talep etti. Mahkeme heyeti ısrarla tutumunu değiştirmedi. Duruşmanın ilk celhesinden bugün karar duruşmasına kadar hiç tutumunda değişiklik yapmadı. Savunmalar da bizim bahsettiğimiz savunmaların hiç birinden bahsedilmedi. Yaklaşık bir yıl boyunca bütün hukuki girişimlere girmiş, her hukuki yolu denemiş ancak netice alamamış bir babadan bahsediyoruz. Daha yılbaşında hükümetimiz tarafından çıkartılan yeni kadına karşı şiddetin önlenmesine yönelik genelge yayınlandı. Daha üzerinden bir gün dahi geçmemişken mahkeme heyetinin sanki kadına yönelik şiddetin önünü açarcasına, yani size ve ailenize karşı saldıran insanlara siz müdahale etmeyin, hukuka da başvurun, hukuk da gerekeni yapmazsa siz de gerekeni yaparsanız biz de sizi bu şekilde cezalandırırız anlamına gelecek bir ceza ile karşı karşıya kaldık. Bu hukuk mantığı vicdanları çok derinden yaralamıştır. Bu anlam da, adalete güven bize göre bu karar ile zedelenmiştir. Müvekkilim duruşmada anlattı, kamuoyunun vicdanını derinden sarsan Münevver Karabulut cinayeti, Özge Can cinayeti, Emine Bulut cinayeti gibi cinayetlerin önüne geçebilmek adına müvekkilim kendi ailesinin önüne siper olmuş, eşi ve çocuklarını korumak için bu şahsa müdahale etmiştir. Ailesine gelmesini önlemek istemiştir ve bunun için de bir yıl beklemiştir. Çeşitli hukuki yollara başvurduktan sonra eline bir şey geçmeyince kendi hakkını kendi aramak zorunda kalmış. İstemediği bir şekilde yaralama ile kalacak iş hastanede geçen sürenin sonunda ölüm neticesi meydana gelmiş. Bu nedenle biz, bundan sonra hukuki sürecimizi artık öncelikle Gaziantep Bölge Mahkemesinde İstinafa başvuracağız. Olmadığı takdir de dosyanın Yargıtay yolu ile bozularak öncelikle tahliyesi ile beraber istediğimiz hakkın, olması gereken karara dönüşmesi için elimizden geleni yapacağız."
“ÖLDÜRME KASTIM YOKTU, ÇOK PİŞMANIM” DEMİŞTİ!
Baba Kadir Işık, geçtiğimiz aylarda yapılan ilk duruşmada kızının ve ailesini korumak için elinden geleni yaptığını fakat ağır tahriklere maruz kaldığını belirterek, öldürme kastının olmadığını sadece yaralamak istediğini söylemişti.
Kadir Iışık, “Tam o sırada tekrar maktul önüne döndü ve içinde silah bulunduğunu düşündüğüm çantasına doğru hamle yaptı, ben direk belimden silahı çekip mermiyi ağzına verdim ve bacaklarına doğru 2 el ateş ettim, daha sonra bana küfür etmeye başladı, o anda vurulup vurulmadığını bilmiyorum, küfür etmeye başlayınca 3. eli sıktım ve maktulün yere düştüğünü gördüm, hala maktul yerde çabalıyordu, masanın üzerindeki silahını alacağını düşündüm ve tabancamı sıkı sıkı tuttum, ama tekrar ateş edip etmediğimi hatırlamıyorum, yani 4. kez ateş edip etmediğimi hatırlamıyorum, o anda sanığı hep yerde silahı almak için kalkmak istediğini, çabaladığını görüyordum, kendimi kaybetmiştim, hem sağlık ekiplerini arayım bir yandan silaha yaklaşmasın diye düşünürken, bir yandan da dışarıdaki kalabalığı görünce polisin gelmesini bekliyordum, olay anında yanımda bulunan çekiç benim sürekli yanımda bulundurduğum ve evden aldığım bir çekiçti ve o çekiçle maktul yerindeyken her hareket yaptığında bana zarar vereceği düşüncesiyle çekiçle maktulün ellerine ne kadar vurduğumu hatırlamıyorum, ellerine vurdum, olay yerine polis geldi. Halktan gelenler bana vurmaya başladılar, beni darp ettiler, gelen polise teslim oldum ve alıp götürdüler, maktul o sırada hayattaydı ve yerde yatıyordu ama kendindeydi, bu olay göz göre göre gelmiştir, isteyerek olmadı, ailemi ve kızımı korumak için elimden geleni yaptım, ağır tahriklere maruz kaldım, istemeyerek bu olay olmuştur, benim kesinlikle öldürme kastım yoktu, ancak kendimi korumak için onu yaralama kastıyla hareket ettim, ancak bu olay oldu, olaydan çok pişmanım, hayatım karardı” ifadelerini kullanmıştı.