2019 seçim sürecine giderken oy kitlesinin hangi oranda olacağı henüz belirli bir düzeyde sabitlenmediği günümüzde, halkın genel olarak gözlemlediği eleştirel bakışın şekil aldığı sürece odaklandığımızda;
1. İşsizlik Sorunları
2. Adalet Oranında Beklenen Çözüm
3. Ekonomik Kriz Sürecinde Denge Politikası
4. FETÖ ve Terör Örgütleri İle Kapsamlı Mücadele
5. Liyakat Eksenli Siyaset ve Kamu Sistemi
Hususundaki beklentilerin çözümü için arayışlar gün geçtikçe artmaktadır.
Halk tabanı çevresel etkenleri sahada bizzat yaşarken bunun çözümü hususunda siyasi partiler topluma gereğince verimli ve aydınlatıcı sunum yapamamaktadırlar. İktidar ve muhalefet partileri iktidar ve muhalefetlik şuurlarını parti genel merkezlerinde güzel dizayn etseler dahi maalesef bunu taşraya il, ilçe, köy ve yurtdışı çalışma gruplarına uzmanlar tarafından gereğince etüt yapılmadığından verimli olamıyorlar.
A partisi il, ilçe, köy ve yurtdışı çalışma grupları devlet elden gidiyor kurtarın diyerek halk tabanında ki milli ruha hitap etmeye çalışırken, aynı anda b partisi de aynı stratejiye farklı bir kıyafet giydirip o da devlet elden gidiyor naraları ile sürecin geçişine olanak sağlıyor.
Oysaki devlet yerindedir ve bu söylem devlete en çok zarar veren eylemdir.
Propaganda ciddi bir iştir. Bu işin bir akademik alt yapısı, sosyolojik analizi ve psikolojik değerlendirmeleri olmalı.
Bilimsel olarak olumlu sonuca odaklanmak için olumsuz niteliklerin %60 oranında fazla olmalıdır. Çünkü olumsuz sonuçların neler olduğu kriterine odaklanarak onlara çözüm odaklı bir teori üretimi sağlanırsa mutlak suretle olumsuz politikalar olumlu yönde bir sürece intikal ederek siyaset arenasında seyir değişimini sağlayacaktır. Anadolu coğrafyası her zaman vefa örneği olmuştur ve olacaktır. Bu ilkenin ışığından aydınlanarak halk tabanı savunduğu görüşün liderine gönülden bağlıdır.
Onu destekler ve oy verirken hatta bulunduğu her mecrada can havli ile savunurken ne il, ne ilçe ne köy ne de yurtdışı parti çalışma gruplarının hiç etkisi olmaz. Aksine bu görevlilerin de gereğince nasıl çalışacaklarını hususunda akademik düzeyde bir çalışma yapılmadığından kar şöyle dursun zarar dahi verebilirler. İl, ilce, köy ve yurtdışı çalışma gruplarının yaptığı en profesyonel iş partilerinin lideri ile yan yana poz veren afiş ve fotoğrafları sosyal medyada her zaman iri ve diri tutmalarıdır.
Yaşadığımız son seçim olan 16 Nisan referandumunu ele alacak olursak kazanan cumhurbaşkanı recep Tayyip Erdoğan kaybeden Ak Partidir. Muhalefet partiler ise bu stratejik noktayı keşfettikleri için yeni dönemde içerisinden geçeceğimiz seçim süreçlerinde farklı bir politika teorisi üzerine çalışmalar yürütmektedirler. İl Başkanlıkları, ilçe Başkanlıkları, köy temsilcilikleri ve yurt dışı parti çalışma grupları ve bil hassa genel merkez ve milletvekilleri artık kibirli poz vermeleri bırakıp halka hizmet etmek üzere seçilen birer görevli ve gönüllü olduklarının şuuruna eriştirilmelidir.
Halka arz sunumunu konuya vakıf rasyonel ve objektif göz ile bakan halk lisanı ile bütünleşen sosyolojik ve psikolojik değerlendirmelerde başarılı akademisyenler aracılığı ile yapılmalıdır. Çünkü halk değişen sistemin ne olduğunu tanımak, anlamak, kavramak, öğrenmek, bilmek ve kazanımlarının ne olduğuna vakıf olmak istiyor.
Ağzını sayın genel başkanımız diyerek açan, bendeniz diyerek esneyerek kendisini takdim edip bir sonraki secim döneminde yerini garantilemek isteyen ve sonunda allahaısmarladık diyerek mutlak başarıyı elde etmiş gibi geviş getiren siyasetçilerin partisine ve oy kitlesine asla katkısı olmamakla birlikte verdiği zararın da telafisi yoktur.
Nitekim bu tavır ve tutumlar seçim seyrinden sonra halk tabanında zıtlaşma ve gruplaşma hususunda çok büyük sorunların zeminini hazırlamaktadır. Araştırma, geliştirme ve stratejik dönüşümün politikaya intikali birer sanat eseridir. Bunu icra eden sanatkâr ise Show peşinde koşan siyaset temsilcisi değil strateji uzmanıdır. Ekran karşısında aynı kişiyi hem sanat, hem spor hem siyaset programına taşıyarak bir şeylerin anlatılması için caba sarf ederken lütfen makarnadan pilav yapmayın artık. Hangi işi yaparsanız yapın gidin işi ehline verin.
Geldim gördüm ki onca başarısız il, ilçe ve milletvekiline rağmen yılmadan, yorulmadan ve durmadan, kendi ekibinde ki başarısız memurlarına ( baş(taş)danışmanlar) rağmen seçim. Kazanan lider recep Tayyip Erdoğan’ıdır.
Tavsiyem odur ki; bütün olumsuzluklara rağmen halkın desteğini verdiği lider ile arasının açılması gibi bir zararlı politika icra edilmek istenirse, bu basiretsiz memurlar (başdanışmanlar) aracılığı ile inşa edilen seçim politikalarının, basarisiz il, ilçe ve parti temsilcilerinin uygulamaları yüzünden olur. Anlattığını yaşamayan hiç kimse adil değildir. Adil olmayan birisinden başarı beklenmez.
Toplum adil ve bilgili, genel kültür ve sanat hususunda görgülü, iyimser ve paylaşan halk tabanına hitap eden, psikolojik rahatlığa, sosyolojik zenginliğe, öz güveni tam, okuyan, yazan, araştıran ve süreci mukayese ederek geliştiren aydınlar tarafından aydınlanmak istiyor.
Her gün biraz daha değişen ve günden güne gelişen olayların seyrine bakarak, bizi refah ve huzur içerisinde başarıya eriştirecek ulusal ve uluslararası siyaset stratejisine ihtiyacımız var.
At gözlüklerini çıkararak fotoğrafa geniş kareden bakmak lazım.
SERDAR BOZDOĞAN
ARAŞTIRMACI YAZAR