Halife Harun Reşid'in güzel bir gül bahçesi ve işinde mahir, eli erdemli bir bahçıvanı varmış. Çok güzel güller yetiştirir, halifeye sunarmış. Halife bu güller arasında bir güle meftun olmuş, bahçıvana da demiş ki: "Şu güle dikkat et, ona herhangi bir zarar gelmesin." Bahçıvan, daha bir ihtimam gösterdiği gülün yapraklarını, dalına konup yolan bir bülbül görmüş. Gelip halifeye haber vermiş. Halife "Sen bülbülü kov ama ona bir zarar verme. O ettiğini bulur" demiş. Bahçıvan birkaç gün sonra koşarak gelmiş. "Efendim, demiş, dediğiniz çıktı, bülbül güle zarar verdiği bir sırada bir yılan tarafından yakalandı ve yutuldu" demiş. Halife "Sakın yılana bir şey deme, lakin o da ettiğini bulur" demiş. Hakikaten birkaç gün sonra bahçıvan bahçede çalışırken yılanın kuyruğuna kazara basıvermiş. Yılan tam bahçıvanı ısıracakken bahçıvan kürekle vurmuş yılana vurup yılanı öldürmek zorunda kalmış. Durumu halifeye anlatınca halife "Vay, yazık olmuş ama unutma, bu yaptığın sana da kalmaz" demiş. Bahçıvanı almış bir korku. Derken bir gün yaptığı bir hatadan dolayı bahçıvana kızan halife, zindana atılması için emir vermiş. Görevliler götürürken bahçıvanı, dönmüş halifeye "Efendim, her eden bulacaksa, sıra size geldi. Benim kusurumu bağışlayarak büyüklüğünüzü gösterin" demiş. Halife "Doğru söylüyorsun" demiş ve bahçıvanı bağışlamış. Bunu gören vezirlerden birisi "Efendim, suçluyu cezalandırmamakla diğer suçluları cesaretlendirmiyor musunuz?" demiş. Halife "Hayır, demiş. Ben affetsem de Allah huzurunda o cezasını görür. Ama ben yanlış bir karar verip gayretullaha dokunmaktan korkarım" diye cevap vermiş.
Yakın geçmişte yaşadığımız hadiseler bize gösteriyor ki, bu FETÖ terör örgütü mensupları halka çok zulmettiler, çok beddua aldılar. Başkalarını bilmem ama bizzat ben bu terör örgütünün zulmüne uğradım. İtibarım ve haysiyetimle oynadılar. Ama onların yanlışlarını söylemekten vazgeçmedim. Hiç umursamadılar. Benim gibi çok mazlumun bedduasını aldılar. Şimdi ettiklerini buluyorlar. Geniş halk kitleleri bunların zulümleri karşısında bazen sindi, bazen bunların şerrinden emin olmak için haraç verdi, bağış verdi, arsa verdi, toplantılarına gitti. Ama bazı mazlumlar da el açtı, Allah'a dehalet etti. Şimdi başlarına gelen şey, işte o mazlumların bedduasıdır. Ayrıca devlete ihanetleridir.
Bizler bütün bu hadiselerden şu sonucu çıkarmalıyız ki, zulüm asla yerde kalmıyor. Kim elindeki bazı imkanları mazlumları incitmek için kullanırsa bilsin ve hazır olsun ki, Allah'ın intikamı yakındır. Bugün olmazsa yarın belasını bulacaktır.
Rahmetli İsmet KARAOKUR Hocam Kars Müftüsü iken hapishaneye ara sıra gider, mahkumlara nasihat edermiş. Bir gün yine nasihatini bitirip giderken bir mahkum el kaldırmış ve "Hocam, iyisiniz güzelsiniz, gelip gelip bize Allah'ın adaletinden bahsediyorsunuz. Tamam da, 30 yıl gün yemiş, sözüm ona bir katillikle suçlanıyorum. Olan oldu, giden gitti, hakkımda hüküm verildi ama vallahi de billahi de bu suçu ben işlemedim. Adalet bunun neresinde" demiş. Hocaefendi mahkumu alır, özel görüşür ve ona bir sual sorar. "Evladım, geriye doğru bir bak düşün bakalım, ömrünün bir başka döneminde sen bir başkasının ölümüne sebep oldun mu?" der. Mahkum ağlamaya başlar, der ki "Hocam, evet, askerde ben silahımla arkadaşıma şaka yaparken onu vurdum. Bölük komutanım da bana; evladım, arkadaşın öldü bari senin hayatın sönmesin. Bir tutanak tutalım, eğitim zayiatı oldu diyelim, demişti. Doğrudur, ben birinin ölümüne sebep oldum" der. Hocaefendi "Evladım, bu çektiğin ceza o katilliğin cezasıdır. Merak etme, bu suçu işleyen de ettiğini bulacaktır. Allah'ın bir sıfatı da ADL'dir. Yani ADALETTİR. Kimsenin ahını kimsede koymaz" diye cevap verir.
Şu kısacım ömrümüzde Rabbim bize ne ibretli hadiseler yaşatıyor bir bilseniz. Hadiselere bakarak her birimiz farklı bir yorum yapıyor olsak ta asıl. ADALET yerini buluyor. Elindeki imkanları mazlumları ezmek için kullanan, zalimlere dalkavukluk eden ne kadar meslek erbabı varsa, kulakları çınlasın. Biz her hak sahibinin mutlaka zalimden hakkını alacağına inanıyor ve işlerimizi Yüce Yaradan Mevlamız'a havale ediyoruz.
Her gün tv ekranlarından binlerce zulüm, hak gasbı, hırsızlık, hainlik örneklerini seyrettiğimiz, dudaklarımızı uçuklatan hile ve desiselerine şahit olduğumuz bu FETÖ örgütü bazen kiralık kalem, kiralık katil de kullanıyormuş meğer. Tetikçileri vasıtasıyla toplumun şerefli ve haysiyetli kişi ve kurumları hakkında algı operasyonlarından iftiralara varıncaya kadar, yapmadıkları kalmamış meğer. Ama artık gayretullaha dokundular. Şimdi hesap verme zamanı. Ömrümüz olursa bu hain çetenin ve tetikçilerinin de elim akıbetini göreceğiz inşallah.
Rabbim bizi mazlumun ahını almaktan, gayretullaha dokunmaktan muhafaza buyursun. Efendimiz (sav)'in buyurduğu gibi, kime zulmetmiş ve hakkını gasbetmişsek işte sırtımız, buyursun gelsin, helalleşelim. Ama kim de bizim ahımızı almışsa, korksun ALLAH'IN AZABINDAN.
Bugünden itibaren bir Hac seferi münasebetiyle Kurban Bayramı sonrasına kadar aranızda olamayacağım için haklarınızı helal etmenizi diliyorum.
Kalın sağlıcakla.